bakış açısı - Turco Inglés Diccionario

bakış açısı

Significados de "bakış açısı" en diccionario inglés turco : 34 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
bakış açısı perspective n.
The second perspective is in relation to the current situation.
İkinci bakış açısı ise mevcut durumla ilgilidir.

More Sentences
bakış açısı point of view n.
From a quite pragmatic point of view, though, they do guarantee the citizen a minimum of protection from the State.
Yine de oldukça pragmatik bir bakış açısıyla vatandaşa Devletten asgari bir koruma sağlarlar.

More Sentences
bakış açısı viewpoint n.
Although we must have a European viewpoint, we are inevitably influenced by the situation in each of our countries.
Avrupalı bir bakış açısına sahip olmamız gerekse de, kaçınılmaz olarak ülkelerimizdeki durumdan etkileniyoruz.

More Sentences
General
bakış açısı slant n.
I would like to put a distinctive slant on this legislation, perhaps.
Belki de bu mevzuata farklı bir bakış açısı getirmek istiyorum.

More Sentences
bakış açısı stance n.
However, I, coming from a critical stance, can see major drawbacks to this project.
Bununla birlikte eleştirel bir bakış açısına sahip olan ben, bu projenin önemli sakıncalarını görebiliyorum.

More Sentences
bakış açısı outlook n.
After the Tampere Summit in October 1999, however, the Commission approached the task with a positive outlook.
Ancak Ekim 1999'daki Tampere Zirvesi'nden sonra Komisyon, göreve olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmıştır.

More Sentences
bakış açısı angle n.
It has to be said that rules concerning technical details are very often not without some political angle.
Teknik ayrıntılara ilişkin kuralların çoğu zaman siyasi bir bakış açısı içermediği söylenmelidir.

More Sentences
bakış açısı standpoint n.
This hostage-taking incident has also somewhat changed Parliament's standpoint on this issue.
Bu rehin alma olayı da Parlamento'nun bu konudaki bakış açısını bir ölçüde değiştirmiştir.

More Sentences
bakış açısı attitude n.
Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.
Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.

More Sentences
bakış açısı vantage point n.
From my vantage point, I can't see the action.
Benim bakış açımdan, eylemi göremiyorum.

More Sentences
bakış açısı point n.
I see their point.
Onların bakış açısını görüyorum.

More Sentences
bakış açısı view n.
This book gave me a realistic view of life at sea.
Bu kitap bana denizdeki hayata dair gerçekçi bir bakış açısı kazandırdı.

More Sentences
Technical
bakış açısı viewpoint n.
I do not agree with this viewpoint or with this dismissive gesture.
Bu bakış açısına ya da bu küçümseyici harekete katılmıyorum.

More Sentences
Computer
bakış açısı point of view n.
What I ask, ladies and gentlemen, is that we should respect each other's points of view.
Hanımefendiler ve beyefendiler, birbirimizin bakış açılarına saygı göstermemizi rica ediyorum.

More Sentences
Informatics
bakış açısı viewpoint n.
That is why I have come to this viewpoint.
Bu bakış açısına gelmemin nedeni de budur.

More Sentences
General
bakış açısı feeling n.
bakış açısı line of vision n.
bakış açısı eye n.
bakış açısı aspect n.
bakış açısı line of sight n.
bakış açısı contention n.
bakış açısı vista n.
bakış açısı visto n.
bakış açısı horizon n.
bakış açısı complexion n.
bakış açısı piece n.
bakış açısı pov (point of view) n.
bakış açısı corner n.
bakış açısı prospective n.
bakış açısı system n.
Idioms
bakış açısı a point of view n.
Computer
bakış açısı elevation n.
bakış açısı pov n.
Telecom
bakış açısı look angle n.

Significados de "bakış açısı" con otros términos en diccionario inglés turco: 99 resultado(s)

Turco Inglés
General
hayata bakış (açısı) view of life n.
Their view of life may appear strange.
Hayata bakışları tuhaf görünebilir.

More Sentences
hayata bakış açısı perspective on life n.
His opinions and ideas changed my perspective on life.
Onun fikir ve düşünceleri hayata bakış açımı değiştirdi.

More Sentences
Colloquial
(bir şeye) bakış açısı perspective on (something) n.
We need an overall perspective on the matter.
Bu konuda genel bir bakış açısına ihtiyacımız var.

More Sentences
General
hayata bakış (açısı) an outlook on life n.
hayata bakış (açısı) attitude to life n.
dar bakış açısı narrow point of view n.
bütüncül bakış açısı holistic view n.
bütünleştirici bakış açısı holistic view n.
tarafsız bakış açısı objective perspective n.
sinirbilimsel bakış açısı neuroscience perspective n.
ahlaki ve etik bakış açısı alignment n.
probleme/soruna bakış açısı line of reasoning n.
teorik bakış açısı theoretical point of view n.
geniş bakış açısı capaciousness n.
bütünsel bakış açısı holistic view n.
kapsamlı zihinsel bakış açısı vista n.
bakış açısı genişliği bigness n.
akıllıca bakış açısı wisdom n.
yetkililerin bakış açısı officialdom n.
düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalanların bakış açısı officialdom n.
(geleceğe dair) kötümser bakış açısı doomwatch n.
kültsel eğilim veya bakış açısı cultism n.
meseleye yeni bakış açısı initiative n.
(birinin) belirli bir olaya bakış açısı shoes n.
kadın bakış açısı female gaze n.
anaerkil bakış açısı female gaze n.
bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olma sobersidedness n.
bakış açısı geliştirmek develop a point of view v.
farklı bir bakış açısı kazanmak gain a different point of view v.
farklı bir bakış açısı kazanmak gain a different viewpoint v.
yeni bir bakış açısı getirmek bring a new perspective v.
bireysel bakış açısı benimsemek adopt an individual perspective v.
bakış açısı kazandırmak give point of view v.
eseri farklı bakış açısı ve yorumla değerlendirmek recontextualise v.
eseri farklı bakış açısı ve yorumla değerlendirmek recontextualize v.
kişisel bakış açısı ile ilgili subjective adj.
bakış açısı ile ilgili vistal adj.
tek taraflı (argüman, bakış açısı) one-legged adj.
taraflı (argüman, bakış açısı) one-legged adj.
incelikli ve dikkatli (davranış, bakış açısı) go-slow adj.
bakış açısı kısıtlı olan parish-pump [uk] adj.
erkek egemen bakış açısı ile ilgili phallocentric adj.
bakış açısı dar olan small-bore adj.
bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olan sobersided adj.
bütüncül bakış açısı ile öne çıkan synoptic adj.
bütüncül bakış açısı ile öne çıkan synoptical adj.
farklı bir bakış açısı ile from a different viewpoint adv.
sosyokültürel bakış açısı ile socioculturally adv.
uzay bakış açısı ile spaceward adv.
Phrasals
bakış açısı/yaklaşımı (birinden/bir şeyden) gelmek come from (someone or something) v.
bakış açısı/yaklaşımı (birinden/bir şeyden) kaynaklanmak come from (someone or something) v.
bakış açısı/yaklaşımı (birine/bir şeye) dayanmak come from (someone or something) v.
Phrases
birinin bakış açısı where one is coming from expr.
birinin bakış açısı where someone is coming from expr.
Proverb
herkesin bakış açısı farklıdır different persons have different attitudes
olayın içerisinde olmayan biri daha geniş/objektif bir bakış açısı geliştirebilir onlookers see most of the game
Colloquial
pratik bakış açısı a practical turn of mind n.
birinin bakış açısı one's say n.
-e bakış açısı perspective on n.
Idioms
belirli bir bakış açısı a (kind of) turn of mind n.
belirli bir bakış açısı a (kind of) turn of mind n.
birinin bir konudaki bakış açısı (someone's) take on (something) n.
dar bakış açısı tunnel vision n.
sınırlı bakış açısı tunnel vision n.
erkek bakış açısı male gaze n.
ataerkil bakış açısı male gaze n.
karamsar bir bakış açısı/bakış a jaundiced eye n.
önyargılı bir bakış açısı/bakış a jaundiced eye n.
negatif/olumsuz bir bakış açısı/bakış a jaundiced eye n.
yeni/benzersiz bir bakış açısı a new slant n.
bilimsel bir bakış açısı a scientific turn of mind n.
(bir tartışmada) bakış açısı side of the fence n.
(bir şeye) yepyeni bir bakış açısı kazandırmak put a new complexion on (something) v.
(bir şeye) yepyeni bir bakış açısı kazandırmak put a different complexion on (something) v.
yeni bir bakış açısı kazandırmak add a new wrinkle v.
(bir şeye) yepyeni/farklı bir bakış açısı kazandırmak put a new/different complexion on something v.
dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak not be whistling dixie [us] v.
başka bir bakış açısı another pair of eyes expr.
Trade/Economic
geniş bakış açısı broad scanning n.
parasal bakış açısı monetary point of view n.
Politics
gerici ve muhafazakar bakış açısı ile liberal ve radikal bakış açısı arasında kalan politik görüş middle n.
Technical
(gözlemcinin bakış açısı spiral dışında iken) saat yönüne dönen sinistrorsal adj.
(gözlemcinin bakış açısı spiral dışında iken) saat yönüne dönen sinistrorse adj.
Computer
bakış açısı yüksekliği height of pov n.
bakış açısı yakala capture pov expr.
Psychology
entelektüel bakış açısı, duyarlılık, içe dönüklük ve çekingenlik ile tanımlanan mizaç modeli cerebrotonia n.
bakış açısı alma perspective-taking n.
ortodoks bakış açısı dışındaki (fenomen) metapsychical adj.
Logic
yaratıcı sorun çözme bakış açısı ile synectically adv.
Biology
belirli bir taksonomik bakış açısı veya sisteme göre taksona uyan elemanların tanımı circumscription n.
Social Sciences
feminist bakış açısı teorisi feminist standpoint theory n.
fransızlara özgü düşünce ve bakış açısı gallicism n.
her şeyi insanın deneyim ve değerleri açısından yorumlayan (bakış açısı) anthropocentric adj.
Literature
ilahi bakış açısı omniscient n.
(dickens'ın david copperfield romanında) wilkins micawber adlı karakterin aşırı iyimser bakış açısı micawberism n.
anlatıcı bakış açısı point of view n.
Religious
tanrısal doğaya sezgisel bilgi ile ulaşılabileceğini ileri süren bakış açısı theosophism n.
Philosophy
tanrısal doğaya sezgisel bilgi ile ulaştığını ileri süren bakış açısı theosophy n.
Slang
dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak be not whistling dixie v.